Trendsforeverything’in kurucusu Ebru Aygün, Doha Mücevher Fuarı’nı tanıttı
Ünlü influencer, stil danışmanı ve Trendsforeverything’in kurucusu Ebru Aygün, Doha/Katar’da düzenlenen Doha Mücevher Fuarı’nı takipçilerine tanıttı.
Büyük ilgi ile takip edilen Trendsforeverything markasına ve Ebru Aygün‘e özel sunum yapan Dünyaca ünlü mücevher markası Graff, tanıttığı özel yüzük ile görenleri büyüledi.
Yüzüğü tanıtan Ebru Aygün, yüzüğün aynı zamanda bir yatırım olduğunu, sadece bir yılda 1 milyon dolar değerlendiğini anlattı ve ünlü marka Graff’ın Londra Bond caddesindeki London Home’de kendisine tekrar sunum yapacaklarını açıkladı.
Fuar dışında tüm Doha’yı da gezerek Trendsforeverything’in web sitesinde yayınlayan Ebru Aygün, Doha’nın en iyi yerlerini anlattı.
“Sevgili okurlar,
Sizinle yaklaşık 37 gün süren Doha/Qatar seyahatimdeki tüm detayları paylaşmak istiyorum. Mücevher fuarı için gittiğim Doha’da blogum Trendsforeverything için biraz daha kalmaya karar verdim.
Cartier, Bulgari, Van Cleef, Graff gibi büyük firmaların dışında tüm dünyadan katılım söz konusuydu. Doha Mücevher Fuarı, ülkenin en önemli fuarlarından biri. Avantajı ise oradan mücevher alındığı zaman vergi ödenmemesi.
Dünyaca ünlü Graff markası bizim için standında özel sunum yaptı.
İki tek taş gerçekten kusursuzdu. Bu yüzüğün karat ağırlığı 25.85. Bu pırlantanın şu anki değeri 10.1 milyon dolar D color ve demen söylediğim gibi kusursuz. 2020 yılında bu taş 9,1 milyon dolardı. Aynı zamanda iyi bir yatırımda. Bu yüzüğü bana Londra’ya dönünce Bond caddesindeki London Home’da bana tekrar sunum yapılacak.
Şimdi gelelim bir blogger olarak ülkede nerelere gidilir, hangi alışveriş merkezi favorimdir, hangi oteller güzel ve tabi ki hangi restoranlara gidilir.
10 Mayıs’ta başlayan seyahatim, 19 Haziran’da İstanbul’a dönmem ile son buldu. Trendsforeverything’e Londra’da olduğu gibi Doha’da da ilgi büyüktü.
En sevdiğim AVM: Paris’ten ilham alınmış olan Vendome.
En sevdiğim otel: Four Seasons Doha
En sevdiğim Japon restoranı: Nobu, Sumosan, Nozomi. Hepsi kendi kategorisinde en iddialı restoranlar. Hepsi ayrı ayrı farklı ve başarılı.
En sevdiğim İtalyan mutfağı: Türklerin çok sevdiği Papermoon.
En sevdiğim Çin mutfağı: Hakkasan Çin mutfağının en popüler restoranı.
En sevdiğim Hint mutfağı: Mayfair’de şubesi olan Hint mutfağını en güzel şekilde anlatan Jamavar Restaurant Sheraton Hotel’in içinde yer almakta.
Londra’dan esinlenerek yapılan eski sanayi bölgesi olan Muserreb’deki restoranlarda içki servis edilmiyor. Buna rağmen Londra’dan çok iyi bildiğim Sumosan lezzetleri ve signature alkolsüz kokteylleri ile benim çok sevdiğim bir mekân oldu Doha’da da. Sahibi Janine Hermes daveti için Doha’daydi. Bizde Sumosan Doha’da onunla aksam yemeği yedik.
W hotel içinde bulunan Coya hem brunch hem de Akşam yemeği ile çok keyifliydi. Tıpkı Londra Coya gibi o atmosferi yakalamışlar. Four Seasons Doha’da Cumartesi bruchı ve Sea Food Night son derece lezzetli yemekler ve güzel servis ile benden tam not aldı.
Mondrian Hotel’e Afternoon Tea’ye gittik. Güzel resimler çektik. Londra’da gibi hissettiğim bir mekânda Elan Coffee idi. Bloggerlar için tasarlanmış salıncağı bile var. En güzel cafe dekorasyonu denebilir.
St.Regis otelin Bibo adındaki mekânına da gittik. Six Senses Kocatas Mansion ve İstanbul Mandarian Oriental otelin sahibi Alfardan’in oteli.
World Cup 2022 Futbol Şampiyonası için tüm Doha inşaat halinde. Çok sıcak ve nemli bir havaya sahip olmasından dolayı işler yavaş ilerliyor. Whotel Sisley SPA’dan da cildime özel bir bakımda yaptırdım. Doha’nın restoranları dolayısıyla en canlı otellerinden biri de Whotel.”